21 Şubat 2016

KADININ İŞ HAYATI VE TOPLUM

Kadın ve iş kolları
Kadın iş gücü, Sanayi Devriminden beri hep ucuz emek olarak görülmüştür, bu durum kadının iş gücüne katılımını belirli dönemlerde arttırmış ancak çalışma koşulları üzerinde olumlu bir etkisi olmamıştır.


Türkiye'de kadın istihdamının gelişimini etkileyen faktörlerden biri de kentleşme sürecidir. Türkiye'nin kentleşme sürecinin, kadınların iş hayatını nasıl etkilediğini Prof. Dr. Ayşe Akın şöyle açıklıyor ‘’Kentleşme süreci, kadınların iş hayatına dahil olmasını engellemiştir ve köyden kente göç eden kadınlar resmi olmayan işlerde çalışarak veya ev kadını olarak hayatlarına devam etmiştir.’’




Kadınların; çalışırken karşılaştıkları sorunların, iş gücüne katılımlarını da etkilediğini belirten Akın ‘’Bunlar ekonomik ve sosyal olmak üzere iki grupta toplanabilir. 
Sosyal faktörler ataerkil bakış açısı, eğitim düzeyinin yetersiz oluşu, toplumsal cinsiyet anlayışı, olarak özetlenebilir.Ekonomik faktörlere ise ufak  meblağ karşılığında çalışmak, sosyal güvenlikten yoksun olmak gibi örnekler verilebilir‘’ diye konuştu.

Toplumsallaşamamış kadın kariyeri

Toplumun geneline yayılmış olan cinsiyetçi yaklaşım, kadınları bir çok açıdan etkilerken belki de en büyük darbesini iş hayatında gösteriyor. İş hayatındaki erkek egemen yapı, kadının çalıştığı ortamda sıklıkla yaşadığı stresin en büyük kaynaklarından biri. Cinsiyet ayrımı, şiddet, cinsel taciz, kıyafet kısıtlamaları, aile yaşamındaki sorumluluklar ile iş yaşamının getirdiği sorumluluklar kadınların iş hayatını olumsuz yönde etkiliyor.

Kadının iş hayatındaki yerini toplum belirliyor
Kadın, iş hayatında bir yandan öz güvenini, saygınlığını ve ekonomik özgürlüğünü arttırırken, diğer yandan toplum tarafından biçilmiş rollerin gölgesinde kalıyor; eş olmak, anne olmak ve ev kadını olmak iş hayatında karşısına bir engel olarak çıkabiliyor ve iş üretimine katılımı engelleniyor. Evli olmak, gebelik planlamak veya bir çocuğa sahip olmak bazı iş yerlerinde kadınların işten çıkarılmasına sebep oluyor veya işe girme sürecinde engellere yol açıyor.

Kariyer hayatının başlangıcı, bir çok kadın için özgürlüğe açılan pencere gibidir. Özgürlüğe kavuşmanın ilk adımı sayılabilecek kadar önemli olan bu yolculukta, var olan dik yokuşları aşmak yerine kendi önüne engel koyan bir çok kadın da vardır...

Kişisel engellemeler
Sıfat nedir?
Sıfat dediğimiz şey bir ismin önüne gelerek o adı nitelemez mi?

İnsan yapımı bu sıfatlar, isimlerin önünde durur ama kimi zaman o ismin önünde engel de olur. Kişi, kendi önüne, kendi diliyle koyduğu engelleri ancak kendi gücüyle kaldırmaz mı?

Kadınların kendi kendilerine koymuş oldukları engelleri Uzm. Psk. Damla Gürkan’la konuştuk,’’Kadınlar, iş hayatında talepkar değil, pasif  kalıyor ve küçük kariyer hedefleri seçiyor bunun sebebi rol model bulamamaktan kaynaklı olabiliyor fakat s
on yıllarda Türkiye’de çalışan kadınların sayısı hızla artmaya başladı. Kadınlar, karşılaştıkları pek çok soruna rağmen, başarılarıyla iş dünyasında yükselmeye çalışıyor.’’

Suçluluk duygusu, özgüven eksikliği, kararsızlık gibi bazı kişilik özelliklerini fark etmek ve negatif ön yargıların önüne geçmenin önemini belirten Gürkan ‘’Başarı cinsiyete bağlı bir özellik değil, önemli olan kişinin amacına yönelik bir yaşam planı oluşturması; duygusal zekayı kullanmak, mentorluk becerisi kazanmak, kavramsal zeka, sözel ifade zenginliği, empati, farklı doneleri birbirine bağlayabilmek, sorumluluk duygusunun yüksek olması, ve çalışkanlık gibi özellikler zaten kişiyi başarıya taşıyor ve belirtmeden geçemeyeceğim ama zaten araştırmalara göre iş hayatında kadınlar erkeklere göre daha çalışkan. Kadınlar içlerindeki gücü fark etmeli’’ dedi.


İş hayatı ve kadın
Kadınların iş gücüne katılıma oranı son on yılda önemli bir artış göstererek, 2015 yılında yüzde 30,3 oranına ulaştı. Kadın istihdamının sektörlere göre dağılımı incelendiğinde, hizmet ve tarım sektörünün daha ön planda yer aldığı görülebiliyor. Hizmet sektöründe çalışanların yüzde 49,9'u kadınlardan oluşurken, tarım sektöründe ise kadın çalışanların oranı yüzde 32,9. Kadınların yüzde 16,1'i ise sanayi sektöründe çalışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2015 Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre Türkiye'de 15 ve yukarı yaştaki toplam nüfus 56.986'dır. Bu sayının yüzde 50,6'sını(28.841) kadınlar oluşturuyor, 28.841 kadın üzerinde yapılan araştırmanın detaylarını aşağıdaki grafikten inceleyebilirsiniz;


2015 TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması





















Farklı iş kollarından 5 kadına iş hayatında kadın olmanın zor yanlarını sorduk;



Seda Yazıcı
(Kurumsal iletişim uzmanı)

''Erkek çalışır, para kazanır; kadın çocuk büyütür, yemek yapar’’ tabularını yıkabildiğiniz, evde de iş hayatında da başarılı olduğunuz zaman yaşadığınız onca zorluğa değdiğini anlıyorsunuz. Etrafımda çalışan, kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde duran, güçlü kadınlar gördüğüm zaman gurur duyuyorum. Onlardan biri olabildiğim için şükrediyorum.''





Elif Öncü Erbak
(İnşaat mühendisi)

''Kendi iş hayatım için konuşacak olursam; erkek egemen bir sektörde sözünüzü dinletmek zor oluyor. Bilgi ve birikim bir yere kadar işe yarıyor, sözünüzü dinletmek için ister istemez erkekleşiyorsunuz.''





Fırat Akkemik
(İnsan kaynakları)

'' İş hayatında kadın olmanın zorluğu veya eşitliğinin, çalıştığınız kişi ve kurumların kültürleri ile paralel olduğunu düşünüyorum. İş hayatında disiplinli çalışmak, üretken olmak, sürekli gelişmek, geliştirmek ve proaktif olmak başarıyı getiriyor.''





Kübra Genç
(
İş geliştirme uzmanı)

''İş hayatında kadın  olmanın en zor yanı yükselmek,  yani kariyer yapmak. İşverenin gözünde potansiyel anne olarak görülmen.''






Aylin Tokatlı
(Finans uzmanı)

''Kadın olmak iş hayatına 1-0 yenik başlamak aslında. Evinizde oturup, çocuğunuzu büyütmenizi bekleyen yüzlerce zihniyetle aynı anda savaşmak; hatta kıyafetlerinizle, hareketlerinizle, gülüşünüzle,
konuşmanızla sürekli göz süzgecinden geçmek demek.''





Haber & Fotoğraf & Grafik : Özge Yalçın
Haber Türü : Foto Haber


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder